HABERLER
03-02-2016 23:59

BİR FUARDAN DAHA FAZLASI...

BİR FUARDAN DAHA FAZLASI...

HARUN AGAH ALTAY’IN KÖŞE YAZISI

Harun Agah Altay’ın Köşe Yazısı

 

"ÇOK gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı?" sözü tartışıladursun biz yine de fırsat buldukça gezmeye devam edelim...

Nitekim yüce rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de 13-14 kez  "yeryüzünde yürüyün, dolaşın." diye emrediyor...

Rahmetli dedem TV'de bir gezi programı izlediği zaman "Bugün amma da gezdim... Şu ülkeye gittim, bu ülkeye gittim." diye bize nükte yapardı...

İşte EMİTT öyle bir fuar...

İstanbul'da Tüyap Kongre ve Fuar Merkezi'nde bu 20.si gerçekleştirildi... Yine oldukça renkliydi... Dünya'nın en büyük 5. turizm fuarı... 70'e yakın ülke ve Türkiye'nin 81 ilinden 200'e yakın turizm destinasyonu bu fuarda kendine yer buldu.

Bilindiği gibi EMİTT'in açılımı Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı... Yani bir Doğu Akdeniz ülkesi olan Türkiye'nin, dünya vitrinine çıktığı en önemli organizasyonlardan biri...

EMİTT'e yıllardır katılırım ve her katılışımda kendimi adeta resetlenmiş hissediyorum...

Çünkü EMİTT bir kültür laboratuvarı...

Turizm, seyahat, acentecilik, gezi turları, konaklama mekanları, kültürel aktiviteler, reklam ve organizasyon vs.... Kısaca tanıtım namına literatürde ne varsa bu fuardaydı...

Malezya standında masaj yapan kadınlardan, Hindistan standında yöresel oyunlar sergileyenlere, Aksaray malağı cinsi köpeklerden Van Kedisi'ne kadar yerli ve yabancı ne kadar simgesel obje varsa oradaydı...

Düzce daha önce olduğu gibi bu yıl da EMİTT'te başarılı bir iş çıkardı...

Valilik ve Belediye'nin tüm ilgili mekanizmaları bu fuar için gece gündüz ter döktü...

Ayrıca Düzce Belediyesi vatandaşlar için İstanbul'daki fuar alanına ulaşım desteği de sağladı...

Stand alanı oldukça hareketliydi ve zaman zaman yöresel oyunlar eşliğinde Düzce kültür yarışına ortak oldu...

"Kültür yarışı" diyorum...

Çünkü diğer standların açıkçası Düzce'den de pek farkı olmadığını gördüm ... Öyle ki, 8. salonda Düzce'nin hemen arkasında yer alan Erzurum standında bile neredeyse iki adet dev ekrandan başka bir şey yoktu...

Yine hemen arkasındaki Bursa standında Hacıvat ve Karagöz'ü canlandıran tiyatrocuların yanısıra, Bursa'yı anlatan broşürler ve bir-iki parça el sanatları ürünü vardı.

Diyeceksiniz ki, "Erzurum ile Bursa'yı Düzce'yle bir mi tutuyorsun?"... Elbette hayır... Ama Düzce'nin standında bana göre Düzce'yi anlatmayan hiçbir şey yoktu...

Akçakoca'nın ev maketlerinden su motorlarına, Cumayeri'ndeki rafting botundan Gölyaka'daki yamaç paraşütüne, Konurap Anfi Tiyatro maketinden Kaynaşlı'daki Off - Road yarışlarına kadar daha birçok şey standda yerini aldı.

Tüm bunlar Düzce'nin tanıtımı için yeterli mi bilinmez ama bence bir fuarda yapılması gereken neyse hepsi amacına ulaştı...

Herkesin sıradan bir fuardan bile beklentileri farklıdır... Kimisi bir şey araştırmak için o fuara gitmiştir, kimisi kaçırdığı bir durumu tekrar gözlemlemek için, kimisi de kişiliğine bir şeyler katmak için... Bu kişiden kişiye değişir...

Yok her sene fındıkla kolonya mı tanıtılacak, yok şunlar da olsaydı daha iyi olurdu, yok bunlar da olaydı vs...

Düzce bir çikolata markası değil ki reklamı yapılıp anında satış patlaması olsun...

Ya da bir futbol takımına yeni transfer olmuş yıldız futbolcunun forması satılmıyor ki ciro yapılsın...

Tanıtım zamanla olacak bir şey...

Standın üzerindeki yaklaşık 2,5 metrelik koskoca "Düzce" yazan tabelayı insanların gözünün içine zorla sokamazsınız...

Biz görevimizi en güzel şekilde ifa edelim yeter...

Sen, ben bu şehre sahip çıkmazsak kimse sırtını dönüp bu topraklara bakmaz...

Çünkü başka Düzce yok...

(Düzce Postası / 3 Şubat 2016)